
Kapitalizme Açılan Kapı: Kolonileşme, Köle Ticareti ve Korsanlık
PDFİnsanlardaki zenginlik ve güç arzusu tıpkı günümüzde olduğu gibi yüzlerce yıl önce kapitalizmin ayak seslerinin henüz duyulmaya başlamadığı dönemlerde dahi hayatın akışını şekillendiren temel güdüler olmuştur. Orta Çağın son dönemlerinde insanların bu güdülerinin diğer dönemlerden farkı belki de zenginliğe ve güce karşı açlığın boyutuydu. Bu açlık öylesine büyüktü ki, sadece dünyanın kısa süre içinde paylaşılmasıyla sonuçlanmadı, aynı zamanda milyonlarca insanın çaresizlik içinde yok oluşuna, ezilişine de şahitlik edildi. Ve kapitalizm böyle bir çarpıklığın içinde fırlayarak ipi göğüsleyen en büyük sistem oldu.
Bu yaşananlarla kapitalizm, önceden planlanmış, organize bir düşüncenin ürünü olmaktan çok uzaktı. Doğanın çok da cömert olmadığı Avrupa’nın en ucunda izole görüntüsüyle Portekiz, okyanuslardaki bilinmeze karşı süreci başlatırken bunun hayal bile edemeyeceği bir güce doğru yolculuğun başlangıcı olabileceğini kendi bile düşünemezdi. Ya da tek hedefi Portekiz’in başarıları karşısında kayıtsız kalmak istemeyen İspanya tesadüfen açtığı Yeni Dünya’nın kapısından içeri girdiğinde altın ve gümüş içinde boğulacağını da düşünmemişti.
Bu iki ülkenin gelişiminin daha çok yağmalama düzeni içinde olduğu söylenebilir. Dönemin bu gelişime en uygun icadı ise barut ve silah teknolojisi olmuştur. Böylece az sayıda insan çok geniş alanlarda yaşayan milyonlarca insana diz çöktürebilmiştir. Dünyanın her yerinde koloniler oluşturulmaya başlanmıştır. Daha sonra aynı icadı kullanan Avrupa’nın diğer ülkeleri benzer yağmalama mantığı içerisinde pastadan pay kapma savaşı içine girmişlerdir. Böyle bir dönemde korsanlık, devletlerin ve kişilerin zenginleşmelerinin en kestirme yöntemi olmuştur. Başlangıçta Avrupa’ya doğru tek taraflı olan ticaret zor olsa da öylesine kârlıydı ki hızla, gelişmiştir. Ticaretin savaşla el ele gittiği bu dönemde hayatın tüm anlamını ayaklar altına alan gelişme ise köleleştirilen insan ticaretinin boyutu olmuştur. Metalaştırılan milyonlarca insan Afrika’dan Amerika Kıtası’na taşınırken bu yeni kıtanın yerlileri de zaten köleleştirilmişlerdi.
Köle ticareti ve korsanlık, yaşanan kolonileşme sürecinin öncesinde de bulunmaktadır. Ancak kolonileşme ile bu kavramlar boyut değiştirmiş, oluşan çarkın temel unsurları haline gelmiştir. Bu nedenle, kapitalizmin tarihini doğru anlayabilmek için bakılması gereken yerlerin başında kolonileşme süreci ve bu sürecin bir sonucu olarak artan köle ticareti ve korsanlık faaliyetleri gelmektedir. Pek çok sorunun cevabını bu süreçte bulmak mümkündür. Yaşanan dünya savaşlarının altında da bu denizaşırı bölgeleri paylaşım mücadelesi bulunmaktadır.
Bu çarpık düzen karşısında duruş sergileyen ülkelere bakıldığında karşımıza bu yağma düzenini en fazla kullanan ülkeler çıkmaktadır yine. Bunların başında İngiltere gelmektedir. İngiltere, korsanlık kendisine zarar vermeye başlayınca korsanlığı, Afrika için başka planlar devreye girince ise köle ticaretini yasaklamıştır.
Dönem, artık üzerinde güneşin batmadığı imparatorlukların dönemidir.
Tüm içeriği üstteki PDF dosyasından okuyabilirsiniz
Kolonileşme sonrası dönem, artık üzerinde güneşin batmadığı imparatorlukların dönemidir.
Mehmet Eren Öğretmen